13 Ekim 2020 Salı

Püf Noktası

Ustayım diyenlere...

Vaktiyle testi ve çanak-çömlek imal edilen kasabalardan birinde, uzun yıllar bu meslekte çalışan bir çırak, kalfa olup artık kendi başına bir dükkân açmayı arzu eder olmuş. Ne yazık ki her defasında ustası ona: “Sen daha bu işin püf noktasını bilmiyorsun, biraz daha emek vermen gerekiyor.” dermiş. Kalfa bir gün dinlememiş ustasını ve açmış dükkânını.
Açmasına açmış ama yeni dükkânında güzel güzel yaptığı testiler, küpler, vazolar, sürahiler onca titizliğe ve emeğe rağmen orasından burasından yarılmaya, yer yer çatlamaya başlamış. Kalfa ne yaptıysa bir türlü bu çatlamaların önüne geçememiş. Nihayet ustasına gidip durumu anlatmış. Usta: “Sana demedim mi evladım, sen bu işin püf noktasını henüz öğrenmedin. Haydi geç bakalım tezgâhın başına da ben de sana püf noktasını göstereyim” demiş.
Eski çırak merdaneyi döndürüp çamura şekil vermeye başladığında usta önünde dönen çanağa arada sırada “PÜF!” diye üfleyerek zamanla testiyi çatlatacak olan bazı küçük hava kabarcıklarını patlatmış.
Bir konunun incelik gereken nazik kısmına da o günden sonra 'PÜF NOKTA’sı denilmeye başlanmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nur Yüzlü İhtiyar Kuyumcuda

Nur yüzlü ihtiyar bir adam şeyh edasıyla kuyumcuya girdi.  Kuyumcu saygıyla karşıladı. İhtiyar dedi ki: - Ben senin sevabınım..! Kuyumcu gül...