11 Kasım 2010 Perşembe

Öngörü

"Felaket başa gelmeden önce, onu önleme ve ona karşı savunma çarelerini düşünmek gerekir."
Atatürk


Etkin ve Verimli Yapıda Sağlıklı İletişimin Yeri

Yaşanmış olaylar ve özeleştirinin, işimiz ve kurumlarımız için önemli geri besleme kaynağı olacağını düşünüyorum.
Kurumuna sahip çıkanlar ve işini sevenler, kurumuna olumlu katkıda bulunmak için yapıcı eleştiride bulunur, özeleştiri yapar. Diğerleri olsa olsa dedikodu yapar inancındayım.
Son bölümde yapacağım öneriye giriş olması için yönetim konusunda az çok kendini geliştirmeye çalışan birisi olarak aşağıdaki satırları yazıyorum.
Bütün kişi / kurum / organizasyonun indirgemeci bir bakış açısıyla iki temel sorunsalı olduğu akademisyenlerce kabul görmüştür: Biri etkinlik, diğeri verimliliği artırmak. Benim değerlendirmeme göre bu sorunların çözümü, dönüp dolaşıp kurum kültürünü ortak akıl üretecek şekilde yaratmak noktasına dayanıyor.
Ortak akıla ulaşmak için en uçtaki çalışanın düşüncelerinin önemli olduğunu hissetmek gerekiyor. En uçtan, kurumun tepe yönetimindeki personele kadar ara kademelerin hiyerarşik yapılarda oldukça fazla olduğunu biliyoruz. Doğru iletişimin kurumlar için vazgeçilmez unsur olduğu kabulünü de dikkate alırsak; söz konusu şahsın yazdığı diyelim ki bir sayfalık teklifine, her kademede sorumluluk ya da olumsuz sonuçlarından bana da zarar gelebilir vb. kişisel saiklerle müdahale edildiği düşünüldüğünde, anılan teklifin en tepeye nasıl ulaşabildiğini takdirlerinize sunuyorum.
Sonuç olarak; uygun yönetim iklimi içinde doğru iletişim kanallarının kurularak etkin, verimli yapının oluşturulmasına katkı sağlamak maksadıyla; sohbet, toplantı vb. ortamlardan yararlanılarak duygu ve düşüncelerin birinci ağızdan organizasyon içinde paylaşılmasının faydalı olacağına inanıyorum. Bu tür yaklaşımlarla sağlanacak geri beslemenin, ortak aklı kullanan kurum kültürünün oluşmasını sağlayacağını ve bunun kesinlikle kimseye saygısızlık olmayacağını değerlendirmekteyim.
Bilimsel bir veri olarak; "Okyanusu aşan gemide en büyük pay ne kaptanda ne de tayfadadır. En büyük pay, geminin tasarımcısındadır." Bu nedenle, rasyonel yapıyı kurmak, başarı için temel koşuldur. Bu yapının oluşturulması için de sağlıklı iletişim zorunludur.


9 Kasım 2010 Salı

Strateji Nasıl Belirlenir?

       "Strateji çizerken önemli olan uzakta olabilecekleri yakından görebilmek, yakındakilere de uzaktan bakabilmektir."
                                                                                                            Miyamoto MUSASHİ


Göksel Kürede Yolculuk

Bir karanlık boşluğa bıraktılar,
Yerde kar var beyaz, üste gök var kör kara,
"Bu gece gör." dediler bütün yıldızları,
"Ders al ki yönünü çizesin geleceğin",
Yıldızları gökte döndürdüler doğudan batıya,
Unutulmaz güzellikti o boşluk,
Hava hafiften serin, yıldızlara bürünmüşüm,
Cezveyi gördüm: Büyük Ayı, yavrusu Küçük Ayı,
Tam kuzeyde kutup yıldızı: Polaris,
Yunan mitolojisinden kahramanları saydılar sessizliğin içinden,
Pegasus uçan at,
Bir avcı vardı, diz çökmüş ve elinde yayı,
Arkasında köpeği Proykon ve küçüğü Sirius,
Menzilinde Boğa, boynuzunu uzatmış öfkeli,
Zeus'un çocukları yıldızların kaymasıyla aydınlandı,
Birbirlerine ısınmak için sarılmış gibiydiler,
Kutup yıldızının altında oturak takımyıldızı,
Habeşli prensesin ve O'nu deniz canavarından kurtaran,
Prensin platonik aşk öyküsü,
Derken bana göz kırptı: Çılgın Bakire,
Dans ediyordu Endülüs şarkılarıyla,
Başımda tacım: Yedi Kandilli Süreyya,
Terazi adelet dağıtıyordu sanırım o gece de,
Ejderha ortalığa kızıl alevini saçmıştı,
Aslında akrabaydılar ama uzak kalmışlardı birbirlerinden;
Akrep ve Yengeç,
Çoban Yıldızı soğuk ekim gecesinde doğudaydı,
Döndü, ilkbahar dönümünü aştı geldi yine ekim gecesine,
Alpheratz ayla kardeşti ışıl ışıldı o gece,
Arslan tam ortasına kurulmuştu göksel kürenin,
Kükrüyordu: "Göklerin de hâkimi benim.",
Dalmış gitmişken o büyüleyici yolculuğa,
"Artık vakit tamam." denilince uyandım ve anladım,
Şu koca evrende dünyaya hapsedilmiş bir küçük yaratıktım...



Sabır, Cesaret ve Akıl Ne Zaman Gerekli

"Tanrım,
Bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmem için sabır,
Değiştirebileceğim şeyleri değiştirmem için cesaret,
Aralarındaki farkı anlayabilmem için akıl ver..."
Barry SPILCHUK


8 Kasım 2010 Pazartesi

Ülkeyi Yönetmeye Çağrılsanız Nereden Başlardınız?

Konfüçyüs'e sordular: - Bir memleketi yönetmeye çağrılsanız ilk işiniz ne olurdu?
Konfüçyüs: - Hiç şüphesiz, dili gözden geçirmekle işe başlardım.
        Ve dinleyenlerin hayret dolu bakışları karşısında sözlerine devam etti:
- Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa, yapılması gerekenler şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki; hiçbir şey dil kadar önemli değildir. 

   Ses bayrağımız dilimize sahip çıkalım...


Bilgiye Hâkim Olan Dünyaya Hâkim Olur mu?

           "Sıradan insanların erişemeyecekleri işleri başarmasına imkân veren şey, önceden bilmektir." Atatürk
  1. Size kısaca Bilgi Yönetimi disiplininde bir uygulamadan bahsetmek istiyorum. "Su Sebili Teoremi". Ben buna "Çay Ocağı Teoremi" diyorum.
  2.  Konuya giriş olması açısından her kişi/kurum/organizasyonun indirgemeci bir bakış açısıyla iki temel sorunsalı olduğundan söz edildiğini aktaralım. Bunlar; etkinlik ve verimliliği artırmak. Bu konular, organizasyonların çalışma alanlarına göre farklı öncelikler alabilir. Sağlamasını yaparsak; aracımıza koyduğumuz 1 liralık benzinle, konforlu 1 milyon km yol yapabilseydik dünyada zaten sorun kalmazdı. Peki bu ana sorunlarla uğraşan organizasyonların elinde ne var? Birincisi somut sermaye: Elle tutulur/gözle görülür bina, teçhizat, iş gücü, para vs., vs. Bu boyut incelememizde ihmal edilebilir. Çanakkale Savaşı yıllarında yaşadığımız yokluk vb. sıkıntılar karşısında Atatürk: "Sorun para sorunu değil, akıl sorunu." diyor. Bir arkadaşımın söylediği gibi ben de diyorum ki: "İnsanın aklı tıkalıdır yolu değil."
  3. Kurumun somut sermayesinin yanında bir de soyut sermayesi var. Soyut sermaye değerler ve bilgi alanı üzerinde yeşerir. Soyut sermaye; değerler, bilgi, kurumsal kimlik, imaj, itibar vb. soyut alanları kapsıyor. Bu alanda olmazsa olmaz değerlerdir. Ordunu, silahını, paranı, topraklarını, her şeyini kaybedersin, hatta Sakarya doğusuna çekilirsin. Değerlerini koruyabilmişsen yeniden can/hayat bulursun.
  4. Şimdi, son zamanlarda artık IQ (Mantıksal/Akademik Zeka)'ya nazaran önceliği kabul gören duygusal ve etik zeka konusunda bildiklerimizi şöyle bir zihnimizden geçirelim ve konunun kalbine girelim.
  5. Kurumun soyut sermayesinde yer alan bilginin bir kısmı (Bu çok küçük bir bölümdür.) kuruma mal edilebilmiş, kurumsallaşmıştır ve açık bilgi diye tanımlanır. Bunlar saklama araçlarında (Kitap, CD/DVD, klasör, bilgisayar vb.) bulunur. Ama bilgi sermayesinin asıl önemli olanı ve değer ifade edeni çalışanların beynindedir. Çalışanların, güçlü oldukları alanlar, tecrübeleri, birikimleridir, vb. Biz buna örtük bilgi diyoruz. Geçmişte "Bilgiye hâkim olan dünyaya hâkim olur." görüşü evrimleşerek "Kurumsal başarının anahtarının; kişilerin beyninde olan örtük bilginin açığa çıkarılması, bilginin kurumsallaşması ve ortak aklın yaratılmasında yattığı" görüşü akademik çevrelerce kabul görmektedir.
  6. Kuvvet çarpanı olan örtük bilginin açığa çıkarılmasında en büyük araç, "Çay Ocakları"dır. Eğer organizasyon sağlıklı bir yapıda ise, çalışanlar kurumunu benimsiyorsa, insanlar doğal eğilimleri gereği molalarda çay ocaklarında toplandıklarında (bazılarınca işten kaytarıp goy goy, geyik, vb. yaptıklarında) ister istemez işlerini de konuşurlar, birbirlerine tecrübelerini-pratik uygulamalarını-sorunlara çözüm yollarını aktarırlar ve yöneticilerini eleştirirler. İşte bu, kurum için paha biçilmez bir servettir.
  7. O yüzden teknolojik alanda gelişmiş ülkelerin kurumları, mesela Japonlar ülkemize de ailecek geliyor, bol bol kalıpların dışına çıkarak informel ortamlarda beş yıldızlı otellerde yiyip-içip(Aslında bu arada kurumsal servetlerini katlıyorlar.), eğleniyorlar. Bizim kültürümüzde de artık yer bulan  neşeli saatler (happy our) uygulaması da böyle bir uygulama.
  8. Herhâlde bundan sonra; çeşme başlarında, sigara içme alanlarında, çay ocağı başlarında sohbet edenlere farklı gözle bakarsınız. Yöneticilerin de, örtük bilgilerin açığa çıkması için daha fazla gayret gösterip olumlu yönetim iklimi yaratılmasını desteklemesini umuyorum.
          Paylaşmak güzeldir...


Her Zaman, Her Yerde Kalite

      Sıfır hata için, etkinlik ve verimliliğin sağlanıp sürdürülebilmesi için olmazsa olmaz alt eşik Toplam Kalite Yönetimi(TKY)'nin uygulanmasıdır. Diğer modern yönetim sistemleri TKY zemininde kök salabilir. Birçoğumuzda önceki kabuk uygulamalarla yerleşen olumsuz önyargılardan, TKY felsefesi ve olumlu uygulamalarını inceleyerek bir an önce kurtulmalıyız diye düşünüyorum.

       Hayatınızdan kalite eksik olmasın...




7 Kasım 2010 Pazar

Hedef

"Gelecekte başarılı olmanın yolu geleceği hazırlamaktan (şekillendirmekten) geçer."

-   Geleceğe hazırlanmak; vizyoner (ülkü temelli vb. her nasıl adlandırılırsa) bakış açısı ve belirlenen vizyon ışığında ana hedefler, bu hedeflerin altında alt hedefler ve en altta da her şeyin proje yönetim mantığı ile planlanıp/yürütülmesi gerektiğinden projelerden oluşan, adete lego mantığı ile tasarlanmış bir piramit yapılanması ile sürekli gelişimi sağlayan bir tasarım içinde çalışmayı zorunlu kılar.
-   Peki hedef belirlerken ana kriterlerimiz ne olmalı? Bir fikir vermesi açısından size "SMART" yöntemini aşağıda sunuyorum...
  • Specific (Kişiye, organizasyona vb. özel mi) mi?
  • Measurable (Ölçülebilir) mi?
  • Achievable (Ulaşılabilir, mümkün ama zorlayıcı) mı?
  • Reasonable (Gerçekçi) mi?
  • Time (Zamanlı) mı?
   +   Hedeflerinizi  bu kriterler ışığında belirlerseniz hedef niteliği taşır. Yoksa anlam ifade etmeyebilir.
   +   Enver Paşa ile Atatürk arasında en temel farklardan biri hedef belirlerken Enver Paşanın hedef kaynak dengesini (Zorlayıcı ama mümkün de olmalı) sağlayamaması, öte yandan Atatürk'ün bu dengeyi yakalaması diyebiliriz.
   +   Bütün gelişmelerin temelinde vizyon(ülkü) yatar. "Kızıl Elma" hedefi olduğu için Türkler batıya açılmış yüzlerce yıl dünyaya hakim olup, olumlu kültürü ve barışı dünyaya yaymıştır.
         Umudunuz tükenmesin...


Nur Yüzlü İhtiyar Kuyumcuda

Nur yüzlü ihtiyar bir adam şeyh edasıyle kuyumcuya girdi.  Kuyumcu saygıyla karşıladı. İhtiyar dedi ki: -Ben senin sevabınım..! Kuyumcu güld...